9 Haziran 2010 Çarşamba

3. mektup

yeni bir oyun düşünmeliydim. yeni bir oyun.. birilerini tökezletmeliyim. birilerinin ayağını kaydırmalıyım. işte o zaman kötü olacağım!
ya da kötü değil de, iyi niyetli olmayacağım. her neyse, kötülük zaten göreli bir kavram olduğu müddetçe ben istediğim olabilirim.
zaten hali hazır da bir cevabım var : "kime göre? neye göre?". ne kadar aşağılık bir cevap değil mi? kime göre neye göre.. karşındakini çaresiz bırakıp
onun senin suratına sağlam bir tokat atmasını sağlayacak bir cevaptır "kime göre? neye göre?". elbette bu dünyanın belirli kuralları var.
varsayalım ben bir kralım ve bu dünyadaki her şey benim kurallarıma göre yönetiliyor. o zaman hiçbir zaman bu soru sorulamazdı. yani bu soruya bir cevap vermek istiyorsak
dünyanın kralı olmak gerekiyor. çünkü insanlar, iyi şeylerden hoşlanmazlar. yani zorbalık onların hep hoşuna gider. bir kadın, ne kadar iyi niyetli olursa olsun
zorbalık veya zorluk yapmadığı sürece bir erkeğe bağlanamaz. insan özünde acı çekmekten ve çektirmekten hoşlanan bir canlı sanırım. tamam katılmayabilirsiniz
ama bu böyledir. hangimiz acı çekmeden yaşayabiliriz ki?

oyun oynamak kötü bir şey mi? ilk günüm. sanırım yapamıyorum. ateşim çıkıyor. ellerim ara ara titriyor. düşünüyorum, birilerine zarar verdiğimi.. ben başkası oluyorum. ben kendim oluyorum, birileri bana zarar veriyor..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder