11 Haziran 2010 Cuma

13. mektup

bir gün geri gelecek
ve o gün asla gitmeyeceğine and içecekti.
zaman geçecek
o sevgiyi unutacak
ettiği yemin
bir hayal gibi gözlerimin önünde yok olacaktı...


böyle başlayacaktı o hikaye.

o zamanlar henüz 5 yaşımdaydım. komşumuz o kadar da sabırsız ve beni katlanılmaz olarak görmüyordu. çenem o kadar düşük, sözlerim bu kadar can yakıcı değildi. sevimli bir çocuktum, akıllı görünmeye çalışan. o günlerden bugüne değişmeyen tek şey; hayal gücüm. o güç hala aynı. tanrı bana acımadan, beni düşünmeden o gücü vermişti. o günlerde henüz insanlar beni yalancı ve oyuncu olarak tanımıyordu. uzun yıllarda tanımayacaklardı. bir gün inanılmaz sıkıldım. evden çıktım ve o karanlıkta, o yağmurlu hava komşumuzunzun evine gittim. çocuğuyla oyun oynarken onun oyuncaklarını kıskandım. çok kıskandım. benim öyle oyuncağım olmalıydı. oldu. ilk hırsızlığımı yaptım. oyuncağını çaldım. üstelik yalan söyledim. mükemmel bir yalan söyledim. oyuncağıyla oynarken, onun kuyuya düştüğünü söyledim. fakat kuyuya düşmemişti ben onu toprağa gömmüştüm. ertesi gün annemle onlara gidecektik. o çocuk okuldayken annemler içerideyken ben topraktan oyuncağı çıkardım ve aldım. ilk günahımı işledim.

o gün ilk hırsızlığımı yapmıştım. bana ait olmayan bir nesneyi çalmıştım.

zaman geçtikçe anladım ki insan hayatı başkalarına ait olan şeyleri alma isteği üzerine kurulu. bana ait olmayan o kadar çok şey var ki.. hepsini almaya ömrüm yetmeyecek. çalarak veya çalışarak alacağım; ama alacağım. illaki benim olacak şeyler var. bu kadar hırs, o yaştaki bir çocuğa yüklenmişe benzemiyordu. bunun arkasında bir şey vardı.. herkesin de merak ettiği durum da bu ya; insan doğuştan yalancı mıdır? yoksa gerçekten yalan herkesin hayatında olan bir şey midir.

yalan için elbet bir şeyler bulunur, peki hırsızlık? hırsızlık sadece nesne çalmak mıdır. nesnelerden daha kıymetli olan duygularımızın mahvoluşunu izlerken bundan haz alan insanlar hırsızdan farksız mıdır?

bugün fazla soru sordum.

susuyorum.

tanrı,
bizi affedecek.
inan sevgili karıcım!
inan ki
o gün geldiğinde,
tanrıya
sahte bir kaç damla göz yaşı dök.
dök ki
beni kurtar.

1 yorum:

  1. bu çok güzel olmuş. nesneleri çalanlara türlü cezalar düşünülmüşken, duygularımızı çalan,ruhlarımızı hırpalayanlar ne olacak?

    YanıtlaSil